TAYLAND GEZİ REHBERİ (ÖN HAZIRLIK)
TAYLAND
NÜFUS = 67 MİLYON Nüfusun % 95'lik bir bölümü Budizm dininin Theravada koluna mensuptur.
BASKENT = BANGKOK
KRAL = VAJIRALONGKORN
PARA BİRİMİ = TAYLAND BAHTI
TARİHİ ;
Bölgedeki bilinen ilk uygarlıklar 6. yüzyıldan itibaren hüküm sürmüş Dvaravati Krallığı ve 8. yüzyıldan itibaren hüküm sürmüş Sumatra kökenli Srivijaya Krallığıdır. 9. yüzyıldan itibarense bölge Kamboçya merkezli Khmer İmparatorluğu'nun kontrolüne geçmiştir. Güney Çin'de bulunan Yünnan kökenli oldukları düşünülen Taylar 10. yüzyıldan itibaren bölgeye göç etmeye başlamışlar ve 12. yüzyıl itibarıyla baskın nüfus olmuşlardır. Khmer İmparatorluğunun 13. yüzyılda zayıflamaya başlamasıyla birlikte bölgede çeşitli Tay şehir devletleri ortaya çıkmıştır. 1238 yılında kurulan Budist Sukhothai krallığı ilk önemli Siyam devleti olarak kabul edilmektedir.
Asya'daki en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelen Ayutthaya şehri başta Portekiz olmak üzere birçok Avrupa ülkesi ile ticari faaliyette bulunmuştur. 1700 yılında 1 milyon kişilik bir nüfusa ulaşmıştır ve dünyanın en kalabalık şehirlerinden birisi olmuştur.Yaklaşık 400 yıl süren bir refah döneminin ardından Ayutthaya şehri komşu Myanmar'dan gelen istilacılar tarafından 1767 yılında işgal edilmiş ve tamamıyla yakılıp yıkılmıştır.
Günümüzdeki Tayland kralı X. Rama, Bangkok'u kuran I. Rama'nın da dahil olduğu Çakri Hanedanına mensuptur. Mongkut olarak bilinen kral IV. Rama'nın izlediği denge politikaları sayesinde Tayland olmuştur. Hayatı ünlü Kral ve Ben filminde işlenmiş olan Mongkut Fransa ve İngiltere'nin arasındaki rekabetten yararlanmıştır ve bu sayede Tayland, komşuları Burma, Kamboçya, Laos ve Vietnam'ın aksine asla bir Avrupa kolonisi olmamıştır. Bu durum günümüzde dahi Taylar için büyük bir gurur kaynağıdır. Çulalongkorn olarak da bilinen Kral V. Rama ülkesini batı standartlarına getirmek için önemli reformlara imza atmıştır ve bu yüzden Tay toplumunda kendisine karşı büyük bir saygı beslenmektedir. Neredeyse bir yarı-tanrı olarak kabul edilen Çulalongkorn'un heykelleri kimi tapınaklarda Buda heykelleri ile yan yana bulunmaktadır. Kasım ve Şubat ayları arasındaki dönem serin mevsim olarak adlandırılmaktadır. Bu mevsimde sıcaklık ve nem aşırı yüksek değildir ve yağışlı gün sayısı azdır.Nisan’dan Haziran’a ve Eylül’den Ekim’e. Çok sıcak ama en azından yağmursuz. İyi yanı ise daha az kalabalık olması.
DİN ;
Budizm'de öğretilerin ana çatısını meditasyon gibi içe bakış yöntemleri, reenkarnasyon denilen doğum-ölüm döngüsünün tekrarı ve karma denilen neden-sonuç zinciri gibi kavramlar oluşturmaktadır. "Tarihî Buda" da denilen Siddhartha, Budizm'in kurucusu olarak kabul edilir. Siddharta’nın hayattaki acıların kaynağını açıklamak amacıyla yaptığı uzun çalışmalar sonucu ıstırabı sona erdirecek bir mânevî anlayışa ulaştığı ve böylelikle Budalık'a eriştiği kabul edilir.
1. gerçek, Dukkha: acı, hayatın ve
varoluşun bir parçasıdır.
2. gerçek, Samudaya: acıların kaynağı arzu ve isteklerdir.
3. gerçek, Nirodha: istek ve arzular bırakılırsa acılar sona
erdirilebilir.
4. gerçek, Magga: acıların sona erdirilmesinin yolu Sekiz
Aşamalı Asil Yol'dan geçer. Doğru kavrama, doğru düşünce, doğru söz, doğru
eylem, namuslu kazanç, doğru çaba, uyanıklık ve doğru konsantrasyon.
Budizm’in, tüm tek tanrılı dinlerden temel farkı, her şeye
gücü yeten bir yaratıcı tanrı varlığını (İşvara) reddetmesidir. Budizm’e göre
tanrılar, ruhlar ve yaşayan her canlı için acı, cehalet ve yeniden doğuş
döngüsü (Reenkarnasyon) vardır.
Wat adı verilen Budist tapınaklarının toplumda önemli bir
yeri vardır. Bu tapınaklarda insanlar ibadet etmenin yanı sıra gönüllü olarak
çalışarak topluma hizmet ederler. Budist tapınaklarına girmeden önce
ayakkabıları çıkartmak gerekmektedir. Tapınaklarda şort, kolsuz t-shirt, mini
etek gibi kıyafetleri giymekten kaçınmak gerekir. Ayak insan vücudunun en
değersiz yeri olarak kabul edildiği için, ayak tabanının Buda heykellerine veya
diğer insanlara dönük olmaması gerekmektedir. Baş insan vücudunun en kutsal
noktası olarak kabul edilir, bu yüzden çocukların başını okşamak hoş
karşılanmaz
Güneydoğu Asya'daki erken dönem inanış biçimi olan animizmin
hâlen büyük etkisi vardır. Bu inanışa göre her türlü her nesne bir ruhi varlık
veya ruh tarafından yönetilir. Hemen her Tayland evinin önünde bulunan ve ruh
evi olarak bilinen kuş kulübesi benzeri yapılar, önceden evin inşa edildiği
arazide yaşadıklarına inanılan ruhlar için tahsis edilirler. Ruhları mutlu
kılmak için bu yapılara düzenli olarak adaklar adanır. Aksi takdirde ruhlar eve
gelerek huzursuzluk çıkartabilirler. Ayrıca Tay toplumunda hayaletlere de yoğun
bir şekilde inanılır.
Tayland'da insanlar birbirlerini selamlarken veya dua ederken avuç içlerini birleştirir ve başlarını öne eğerler. Wai adı verilen bu selamlama biçimi Hindistan kökenlidir.Tayland'da ikili bir hiyerarşi sistemi vardır. Buna göre gençler yaşlılara, fakirler zenginlere, öğrenciler öğretmenlere vb kesinlikle saygı göstermek zorundadırlar.
Tayland kültüründe anne, baba ve diğer aile büyüklerine saygının büyük önemi vardır. Çocuklar ailelerine destek olmakla yükümlüdürler. Tayland'daki seks turizminin en önemli sebeplerinden biri de, özellikle Isan gibi fakir kırsal kesimlerde yaşayan kadınların ve kathoeylerin ailelerine destek olmak için fuhuş sektörüne dahil olmalarıdır. Tayland kralları bölgedeki eski tanrı-kral geleneğinin de etkisiyle son derece fazla saygı görmektedirler. Krala hakaret etmek veya eleştirmek yasaktır. Bu kurala uymayan Taylar veya yabancılar lese-majesty yasası sebebiyle hapis cezasına çarptırılabilirler. Sanuk adı verilen kavram Tayland kültüründe önemli bir yer tutmaktadır. Buna göre çalışılan işi mutlaka eğlenceli bir hale getirmek gerekmektedir. Aksi takdirde iş sıkıcı ve tekdüze olacaktır
HELAL GIDA ;
Ham ve Pork domuz eti demek ! Dikkat
Geleneksel Tayland mutfağı, her yemeğin beş temel tat duyusunu dengelemesiyle bilinir. Bu beş tat; baharatlı, ekşi, tatlı, tuzlu ve acıdır.
Tayland yemekleri aynı zamanda yoğun bitki ve baharat kullanımıyla da bilinir. Buna hem körilerde hem de kızartmalarda limon otu, havlıcan, zencefil ve misket limonu yaprakları dahildir.
MEŞHUR HELAL YEMEKLERİ ; Panang Köri, Pad Thai (Pirinç Eriştesi), Tom Yum (Acı ve
Ekşi Çorbası), Massaman Körisi, Kaeng Khiao Wan (Yeşil Köri), Som Tam (Papaya
Salatası), Tom Kha Gai - Tayland'da Kremalı Tavuk Çorbası, Kai Me Ma Muang,
Tayland'da Sayısız Baharat İçeren Sotelenmiş Tavuk Yemeği, Khanom Buang - Tay
Krepleri, Khao Mok Gai - Tay Biryani, Gaeng Keow Wan Gai - Orta Tayland'dan
Yeşil Köri
- Thai Tea , Bubble Tea dene !
- İndrive ve Bold uygulamalarını indir.
- Hat almak için AIS yada 7Eleven Time Hattı alabilirsin .How long been? 8 days
- Speed Bot tercih etme çok mideni bulandırıyorlar ve sarsıyorlar long tail daha rahat
Sarayın inşaatı, (Rama I) başkenti Thonburi'den Bangkok'a
taşımasının emriyle 6 Mayıs 1782'de başladı .Birbirini takip eden
hükümdarlıklar boyunca, özellikle (Rama V) hükümdarlığı sırasında birçok yeni
bina ve yapı eklendi . 1925'e gelindiğinde kral, Kraliyet Ailesi ve hükümet
artık kalıcı olarak saraya yerleşmemiş ve başka konutlara taşınmıştı. 1932
yılında mutlak monarşinin kaldırılmasının ardından tüm devlet kurumları
saraydan tamamen taşındı.Büyük Saray şu anda müze olarak kısmen halka açıktır,
ancak içinde birkaç kraliyet ofisi bulunan, çalışan bir saray olmaya devam
etmektedir.
Taht salonu (Phra), yabancı büyükelçilerin kabul edilmesi ve
önemli devlet işlerinin ve törenlerinin yürütülmesi için kraliyet kabul odası
olarak Tay tarzında inşa edildi. Bu yüksek köşk , Budist ve Hindu
kozmolojisinin merkezi olan Meru Dağı'nı temsil ediyor . Taht renkli mine ve
taşların yanı sıra deva ve garuda figürleriyle süslenmiştir . Tahtın tepesinde,
Tayland krallığının önemli bir simgesi olan devasa Dokuz Katmanlı Kraliyet
Şemsiyesi yer alıyor . Farklı kademeler, kralın sekiz yöne uzanan gücünü ve
prestijini temsil eder: dört ana yön ve dört alt ana yön. Son ve dokuzuncu
katman, dünyaya inen merkezi yönü temsil eder. Bu dev şemsiyeler genellikle
önemli kraliyet tahtlarının üzerine konur
Merkez salonda beyaz fillerin kemikleri var . Beyaz fil
krallığın önemli bir simgesiydi; hükümdar ne kadar çok şeye sahip olursa
prestiji de o kadar büyük oluyordu. Hayvana duyulan bu inanç ve hürmet, diğer
birçok Güneydoğu Asya kültüründe de yaygındır.
Ubosot'un tabanı boyunca 112 minyatür figürden oluşan bir seri bulacaksınız. Bunlar altın Garudalar . Her biri Naga yılanlarının kuyruğunu ellerinde tutuyor ve bunu da pençeli ayaklarıyla sabitliyorlar. Bu şiddetli savaşçı serisi bir kez daha saraya gelen düşmanlara karşı meydan okuyan bir duruş sergiliyor.
Zümrüt Buda
Tapınağın içinde büyük Zümrüt Buda'yı bulacaksınız . Büyük yaldızlı süslemelerle çevrili yüksek bir sunağın üzerinde oturuyor. Buda yalnızca 26 inç boyunda olmasına rağmen son derece güçlüdür. Buda meditatif bir poz olan Virasana pozisyonunda oturuyor . Heykel MÖ 43'te Hindistan'da oyulmuştur. Daha sonra Sri Lanka'daki bir mağaraya taşındı ve burada 500 yıldan fazla süre kaldı. 1468'de Chiang Mai'ye gelerek Tayland'ın en önemli dini figürlerinden biri haline geldi.Birçok Taylandlı , Zümrüt Buda Tapınağını ziyaret edenlerin kutsanacağına inanıyor. Veba ve kolera zamanlarında Zümrüt Buda, bu salgın hastalıklara yakalanan hastaları iyileştirmek için şehrin sokaklarında ve kırsal kesimde taşınırdı.
Heykelin tamamı zümrüt değil yeşim taşından yapılmış. Adındaki zümrüt referansı , Buda'nın yapıldığı malzemeyi değil, yalnızca rengini ifade eder. Buda'nın ortasında altın kakmalı üçüncü gözünü göreceksiniz. Budistler üçüncü gözü “bilincin gözü” olarak görüyorlar. Bu üçüncü gözü kullanarak ve fiziksel görüşünüzün ötesini görerek aydınlanmaya ulaşabilirsiniz.
Nilüfer Çiçekleri
Gösterişli tapınakların çoğunun dışında, tapınağın dışına adak olarak bıraktıkları lotus çiçeklerini taşıyan insanları göreceksiniz. Lotus çiçeği Tayland'da büyük önem taşıyan bir simgedir. Lotus çiçekleri yenilebilir ve tıpta kan dolaşımını iyileştirmek ve sindirime yardımcı olmak için kullanılır. Ancak Budizm'de lotus çiçeği aynı zamanda saflığın, sadakatin ve ruhsal uyanışın simgesidir. Çiçeğin çamurun içinden büyüdüğü ve gökyüzüne, ışığa doğru büyümeye devam ettiği biliniyor. Bu eylem aydınlanmanın ideallerini temsil eder ve dolayısıyla onun ilahi olanla bağlantısını güçlendirir. Efsaneye göre Buda doğduğunda hemen yürüyebiliyordu ve attığı her adımda tabanının yerden ayrıldığı yerde bir lotus çiçeği büyüyordu.
Zümrüt Buda tapınağından çıkarken, tapınağın hemen karşısındaki geçidin her iki yanında bulunan iki devasa muhafıza bir bakın; bunlar Yakşalar . Yakshalar doğa ruhlarıdır; genellikle yardımseverdirler, ancak bazen yaramaz veya kötü niyetlidirler. Suyla, doğurganlıkla, ağaçlarla ve vahşi doğayla bağlantılıdırlar. Bu Yakshalar Wat Phra Kaew'in kapılarını korur ve Zümrüt Buda'yı kötü ruhlardan korur. Tüm vücutlarını kaplayan neredeyse inanılmaz miktarda ayrıntıyla olağanüstü bir şekilde oyulmuşlar. Büyük yüzleri, şişkin gözleri ve çıkıntılı dişleri ile tehditkardır.
Uzakta, dış duvarların üzerinde duran muhafızların arkasında bu büyük Phra Atsada Maha Chedis var . Tapınağın doğu duvarlarında sekiz adet Prang veya kule bulunmaktadır . Kral I. Rama'nın hükümdarlığı sırasında yapıldılar. Bir prang , saygı duyulmaya değer bir anıttır ve her biri ayrı bir Budist ilkesine adanmıştır. Farklı konseptler farklı renklerle ayırt edilir. Mavi pranglar Dharma'ya (Budist kutsal yazıları) adanmıştır , pembe ise Bhikkhus'lara (erkek Budist rahipler) atanmıştır . Yeşil, Bhikkhunīleri ( kadın Budist rahipleri) simgelemektedir. Mor, Pratyekabuddha'ya (Aydınlanmaya ulaşmış ancak vaaz vermeyenlere) adanmıştır . Soluk mavi Chakravarti'yi ( evrensel hükümdarları) temsil eder. Kırmızı, Bodhisattva'lara (geçmiş yaşamlarında yaşadığı şekliyle Buda) uygulanır . Son olarak sarı, Maitreya'ya (Buda'nın gelecekteki yaşamları) adanmıştır .
Mermer merdivenin tepesinde, son kattaki binayı koruyan bir dizi altın Kinnaree bulacaksınız . Kinnaree'ler yarı kadın, yarı at ve yarı kuş olan göksel müzisyenlerdir. Bu sevilen yaratıkların, sıkıntı veya tehlike zamanlarında insanların refahını koruduklarına inanılıyor.
Phra Thinang Dusit Maha Prasat Kulenin , Tay kültüründe evrenin mitolojik merkezi olduğu düşünülen yüksek Meru Dağı'na benzemesi amaçlanmıştı . Kulenin tasarımında muazzam miktarda sembolizm var. En alt seviye cenneti temsil eden yedi katmandan oluşur. Orta bölüm, daha önce Buda'nın küllerinin gömüldüğü stupalarda olduğu gibi çan şeklindedir. Üst kısım, ölümlüler diyarından kaçmayı ve bir kez daha yeniden doğmayı simgeleyen, konik bir lotus tomurcuğu gibi görünecek şekilde tasarlandı.