TAYLAND
NÜFUS = 67 MİLYON Nüfusun % 95'lik bir bölümü Budizm dininin Theravada koluna mensuptur. Hindu , budizm karışmış bir din . Kötü ruhların varlığına inanıyorlar onun için ayinler düzenliyorlar.
BASKENT = BANGKOK . Bataklıktaki köy demek şehir bataklık üzerine kurulmuş. O yüzden evler kazıklar üzerinde yapılırmış .
KRAL = VAJIRALONGKORN
PARA BİRİMİ = TAYLAND BAHTI
TARİHİ ;
Bölgedeki bilinen ilk uygarlıklar 6. yüzyıldan itibaren hüküm sürmüş Dvaravati Krallığı ve 8. yüzyıldan itibaren hüküm sürmüş Sumatra kökenli Srivijaya Krallığıdır. 9. yüzyıldan itibarense bölge Kamboçya merkezli Khmer İmparatorluğu'nun kontrolüne geçmiştir. Güney Çin'de bulunan Yünnan kökenli oldukları düşünülen Taylar 10. yüzyıldan itibaren bölgeye göç etmeye başlamışlar ve 12. yüzyıl itibarıyla baskın nüfus olmuşlardır. Khmer İmparatorluğunun 13. yüzyılda zayıflamaya başlamasıyla birlikte bölgede çeşitli Tay şehir devletleri ortaya çıkmıştır. 1238 yılında kurulan Budist Sukhothai krallığı ilk önemli Siyam devleti olarak kabul edilmektedir.
Asya'daki en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelen Ayutthaya şehri başta Portekiz olmak üzere birçok Avrupa ülkesi ile ticari faaliyette bulunmuştur. 1700 yılında 1 milyon kişilik bir nüfusa ulaşmıştır ve dünyanın en kalabalık şehirlerinden birisi olmuştur.Yaklaşık 400 yıl süren bir refah döneminin ardından Ayutthaya şehri komşu Myanmar'dan gelen istilacılar tarafından 1767 yılında işgal edilmiş ve tamamıyla yakılıp yıkılmıştır.
Günümüzdeki Tayland kralı X. Rama, Bangkok'u kuran I. Rama'nın da dahil olduğu Çakri Hanedanına mensuptur. Mongkut olarak bilinen kral IV. Rama'nın izlediği denge politikaları sayesinde Tayland olmuştur. Hayatı ünlü Kral ve Ben filminde işlenmiş olan Mongkut Fransa ve İngiltere'nin arasındaki rekabetten yararlanmıştır ve bu sayede Tayland, komşuları Burma, Kamboçya, Laos ve Vietnam'ın aksine asla bir Avrupa kolonisi olmamıştır. Bu durum günümüzde dahi Taylar için büyük bir gurur kaynağıdır. Çulalongkorn olarak da bilinen Kral V. Rama ülkesini batı standartlarına getirmek için önemli reformlara imza atmıştır ve bu yüzden Tay toplumunda kendisine karşı büyük bir saygı beslenmektedir. Neredeyse bir yarı-tanrı olarak kabul edilen Çulalongkorn'un heykelleri kimi tapınaklarda Buda heykelleri ile yan yana bulunmaktadır. Kasım ve Şubat ayları arasındaki dönem serin mevsim olarak adlandırılmaktadır. Bu mevsimde sıcaklık ve nem aşırı yüksek değildir ve yağışlı gün sayısı azdır.Nisan’dan Haziran’a ve Eylül’den Ekim’e. Çok sıcak ama en azından yağmursuz. İyi yanı ise daha az kalabalık olması.
DİN ;
Budizm'de öğretilerin ana çatısını meditasyon gibi içe bakış yöntemleri, reenkarnasyon denilen doğum-ölüm döngüsünün tekrarı ve karma denilen neden-sonuç zinciri gibi kavramlar oluşturmaktadır. "Tarihî Buda" da denilen Siddhartha, Budizm'in kurucusu olarak kabul edilir. Siddharta’nın hayattaki acıların kaynağını açıklamak amacıyla yaptığı uzun çalışmalar sonucu ıstırabı sona erdirecek bir mânevî anlayışa ulaştığı ve böylelikle Budalık'a eriştiği kabul edilir.
1. gerçek, Dukkha: acı, hayatın ve
varoluşun bir parçasıdır.
2. gerçek, Samudaya: acıların kaynağı arzu ve isteklerdir.
3. gerçek, Nirodha: istek ve arzular bırakılırsa acılar sona
erdirilebilir.
4. gerçek, Magga: acıların sona erdirilmesinin yolu Sekiz
Aşamalı Asil Yol'dan geçer. Doğru kavrama, doğru düşünce, doğru söz, doğru
eylem, namuslu kazanç, doğru çaba, uyanıklık ve doğru konsantrasyon.
Budizm’in, tüm tek tanrılı dinlerden temel farkı, her şeye
gücü yeten bir yaratıcı tanrı varlığını (İşvara) reddetmesidir. Budizm’e göre
tanrılar, ruhlar ve yaşayan her canlı için acı, cehalet ve yeniden doğuş
döngüsü (Reenkarnasyon) vardır.
Wat adı verilen Budist tapınaklarının toplumda önemli bir
yeri vardır. Bu tapınaklarda insanlar ibadet etmenin yanı sıra gönüllü olarak
çalışarak topluma hizmet ederler. Budist tapınaklarına girmeden önce
ayakkabıları çıkartmak gerekmektedir. Tapınaklarda şort, kolsuz t-shirt, mini
etek gibi kıyafetleri giymekten kaçınmak gerekir. Ayak insan vücudunun en
değersiz yeri olarak kabul edildiği için, ayak tabanının Buda heykellerine veya
diğer insanlara dönük olmaması gerekmektedir. Baş insan vücudunun en kutsal
noktası olarak kabul edilir, bu yüzden çocukların başını okşamak hoş
karşılanmaz
Güneydoğu Asya'daki erken dönem inanış biçimi olan animizmin
hâlen büyük etkisi vardır. Bu inanışa göre her türlü her nesne bir ruhi varlık
veya ruh tarafından yönetilir. Hemen her Tayland evinin önünde bulunan ve ruh
evi olarak bilinen kuş kulübesi benzeri yapılar, önceden evin inşa edildiği
arazide yaşadıklarına inanılan ruhlar için tahsis edilirler. Ruhları mutlu
kılmak için bu yapılara düzenli olarak adaklar adanır. Aksi takdirde ruhlar eve
gelerek huzursuzluk çıkartabilirler. Ayrıca Tay toplumunda hayaletlere de yoğun
bir şekilde inanılır.
Tayland'da insanlar birbirlerini selamlarken veya dua ederken avuç içlerini birleştirir ve başlarını öne eğerler. Wai adı verilen bu selamlama biçimi Hindistan kökenlidir.Tayland'da ikili bir hiyerarşi sistemi vardır. Buna göre gençler yaşlılara, fakirler zenginlere, öğrenciler öğretmenlere vb kesinlikle saygı göstermek zorundadırlar.
Tayland kültüründe anne, baba ve diğer aile büyüklerine saygının büyük önemi vardır. Çocuklar ailelerine destek olmakla yükümlüdürler. Tayland'daki seks turizminin en önemli sebeplerinden biri de, özellikle Isan gibi fakir kırsal kesimlerde yaşayan kadınların ve kathoeylerin ailelerine destek olmak için fuhuş sektörüne dahil olmalarıdır. Tayland kralları bölgedeki eski tanrı-kral geleneğinin de etkisiyle son derece fazla saygı görmektedirler. Krala hakaret etmek veya eleştirmek yasaktır. Bu kurala uymayan Taylar veya yabancılar lese-majesty yasası sebebiyle hapis cezasına çarptırılabilirler. Sanuk adı verilen kavram Tayland kültüründe önemli bir yer tutmaktadır. Buna göre çalışılan işi mutlaka eğlenceli bir hale getirmek gerekmektedir. Aksi takdirde iş sıkıcı ve tekdüze olacaktır
Mahabharata Destanı, Ramayana ile birlikte eski Hindistan’ın iki destansı şiirinden biridir.Destan insana her daim o yolu yürüyebilecek gücü olduğunu, bu hayattaki en büyük özgürlüğün insanın kendisi olması olduğunu ve yaşanan her şeye rağmen erdemli kalmaya çalışmasının onu nihai özgürlüğe götüreceğini o kadar kuvvetli bir şekilde hatırlatıyor ki insan hayatı daha kendinden emin ve sağlam adımlarla yürümeyesi gerektiğini anlatır. Tayland ve Kamboçyada din Hint destanları ve tanrıları ile birlikte Budizm öğretisinin karışımı olmuştur.
HELAL GIDA ;
Ham ve Pork domuz eti demek ! Dikkat
Geleneksel Tayland mutfağı, her yemeğin beş temel tat duyusunu dengelemesiyle bilinir. Bu beş tat; baharatlı, ekşi, tatlı, tuzlu ve acıdır.
Tayland yemekleri aynı zamanda yoğun bitki ve baharat kullanımıyla da bilinir. Buna hem körilerde hem de kızartmalarda limon otu, havlıcan, zencefil ve misket limonu yaprakları dahildir.
MEŞHUR HELAL YEMEKLERİ ; Panang Köri, Pad Thai (Pirinç Eriştesi), Tom Yum (Acı ve
Ekşi Çorbası), Massaman Körisi, Kaeng Khiao Wan (Yeşil Köri), Som Tam (Papaya
Salatası), Tom Kha Gai - Tayland'da Kremalı Tavuk Çorbası, Kai Me Ma Muang,
Tayland'da Sayısız Baharat İçeren Sotelenmiş Tavuk Yemeği, Khanom Buang - Tay
Krepleri, Khao Mok Gai - Tay Biryani, Gaeng Keow Wan Gai - Orta Tayland'dan
Yeşil Köri
Silom Halal Food
Jabir Halal Food
Phrigkiao Bangkok
Nuatir
K.Panich Stick Rise
June Pang
Ba Hao Tian Min
Gece Wat Arun
Siam Street
ICONSIAM
Suan Luang Square
- Thai Tea , Bubble Tea dene !
- İndrive ve Bold uygulamalarını indir.
- Hat almak için AIS yada 7Eleven Time Hattı alabilirsin .How long been? 8 days
- Speed Bot tercih etme çok mideni bulandırıyorlar ve sarsıyorlar long tail daha rahat
Sarayın inşaatı, (Rama I) başkenti Thonburi'den Bangkok'a
taşımasının emriyle 6 Mayıs 1782'de başladı .Birbirini takip eden
hükümdarlıklar boyunca, özellikle (Rama V) hükümdarlığı sırasında birçok yeni
bina ve yapı eklendi . 1925'e gelindiğinde kral, Kraliyet Ailesi ve hükümet
artık kalıcı olarak saraya yerleşmemiş ve başka konutlara taşınmıştı. 1932
yılında mutlak monarşinin kaldırılmasının ardından tüm devlet kurumları
saraydan tamamen taşındı.Büyük Saray şu anda müze olarak kısmen halka açıktır,
ancak içinde birkaç kraliyet ofisi bulunan, çalışan bir saray olmaya devam
etmektedir.
Taht salonu (Phra), yabancı büyükelçilerin kabul edilmesi ve
önemli devlet işlerinin ve törenlerinin yürütülmesi için kraliyet kabul odası
olarak Tay tarzında inşa edildi. Bu yüksek köşk , Budist ve Hindu
kozmolojisinin merkezi olan Meru Dağı'nı temsil ediyor . Taht renkli mine ve
taşların yanı sıra deva ve garuda figürleriyle süslenmiştir . Tahtın tepesinde,
Tayland krallığının önemli bir simgesi olan devasa Dokuz Katmanlı Kraliyet
Şemsiyesi yer alıyor . Farklı kademeler, kralın sekiz yöne uzanan gücünü ve
prestijini temsil eder: dört ana yön ve dört alt ana yön. Son ve dokuzuncu
katman, dünyaya inen merkezi yönü temsil eder. Bu dev şemsiyeler genellikle
önemli kraliyet tahtlarının üzerine konur
Merkez salonda beyaz fillerin kemikleri var . Beyaz fil
krallığın önemli bir simgesiydi; hükümdar ne kadar çok şeye sahip olursa
prestiji de o kadar büyük oluyordu. Hayvana duyulan bu inanç ve hürmet, diğer
birçok Güneydoğu Asya kültüründe de yaygındır.
Ubosot'un tabanı boyunca 112 minyatür figürden oluşan bir seri bulacaksınız. Bunlar altın Garudalar . Her biri Naga yılanlarının kuyruğunu ellerinde tutuyor ve bunu da pençeli ayaklarıyla sabitliyorlar. Bu şiddetli savaşçı serisi bir kez daha saraya gelen düşmanlara karşı meydan okuyan bir duruş sergiliyor.
Zümrüt Buda
Tapınağın içinde büyük Zümrüt Buda'yı bulacaksınız . Büyük yaldızlı süslemelerle çevrili yüksek bir sunağın üzerinde oturuyor. Buda yalnızca 26 inç boyunda olmasına rağmen son derece güçlüdür. Buda meditatif bir poz olan Virasana pozisyonunda oturuyor . Heykel MÖ 43'te Hindistan'da oyulmuştur. Daha sonra Sri Lanka'daki bir mağaraya taşındı ve burada 500 yıldan fazla süre kaldı. 1468'de Chiang Mai'ye gelerek Tayland'ın en önemli dini figürlerinden biri haline geldi.Birçok Taylandlı , Zümrüt Buda Tapınağını ziyaret edenlerin kutsanacağına inanıyor. Veba ve kolera zamanlarında Zümrüt Buda, bu salgın hastalıklara yakalanan hastaları iyileştirmek için şehrin sokaklarında ve kırsal kesimde taşınırdı.
Heykelin tamamı zümrüt değil yeşim taşından yapılmış. Adındaki zümrüt referansı , Buda'nın yapıldığı malzemeyi değil, yalnızca rengini ifade eder. Buda'nın ortasında altın kakmalı üçüncü gözünü göreceksiniz. Budistler üçüncü gözü “bilincin gözü” olarak görüyorlar. Bu üçüncü gözü kullanarak ve fiziksel görüşünüzün ötesini görerek aydınlanmaya ulaşabilirsiniz.
Phra Rabiang ( พระระเบียง ), bir tarafı duvarla çevrili, tüm tapınağı bir manastır gibi çevreleyen kapalı bir koridordur .Hint Ramayana'sına dayanan Ramakien destanının tüm yayını tasvir eder .
Hinduizm'in üç büyük tanrısından biri olan Vişnu’nun Prens Rama’nın bedeninde yeniden doğduğu inancı çerçevesinde Rama'nın yaşadıklarını konu edinmiştir.Ramayana Destanı, Kosala krallığının prensi Rama'nın hikâyesini anlatır. Babası Dasharatha tarafından ormana sürgün edilir ve sonra orada Lanka kralı Ravana'yı öldürür.Sita, sadık bir eş modeli olarak kabul edilmektedir.Destanın içinde; Rama güç ve erdem, Rama'nın evlenmek istediği Sita; bağlılık, Rawana; kötülük, Lakşman; kardeş sevgisi simgesidir. Gökyüzünde uçan araçların, maymunlardan oluşan bir ordunun ve "garip" silahların sözedilmesiyle "bilimkurgu" havası sezdiren Ramayana'nın ne zaman oluşturulduğu bilinmemekle birlikte; Güneydoğu Asya'nın 8. yüzyıl mimarisini, edebiyatını, dans ve oyunlarını çağrıştırır.
Efsaneler ayrıca Valmiki'nin Ramayana'sının da büyülü güçlere sahip olduğuna inanır. Yüzyıllardır insanlar, bir kişinin Ramayana'nın tek bir kıtasını bile okuması durumunda, aileye erkek bir varis getireceğine inanmıştır çünkü önyargılı toplumumuzun çoğunluğu her zaman cinsiyetçi olmuştur. Ayrıca birçok kişi destanı okumanın kötü bir kişinin ruhunu arındırmasına yardımcı olabileceğine ve fakir bir kişinin zengin olabileceğine inanır.
Nilüfer Çiçekleri
Gösterişli tapınakların çoğunun dışında, tapınağın dışına adak olarak bıraktıkları lotus çiçeklerini taşıyan insanları göreceksiniz. Lotus çiçeği Tayland'da büyük önem taşıyan bir simgedir. Lotus çiçekleri yenilebilir ve tıpta kan dolaşımını iyileştirmek ve sindirime yardımcı olmak için kullanılır. Ancak Budizm'de lotus çiçeği aynı zamanda saflığın, sadakatin ve ruhsal uyanışın simgesidir. Çiçeğin çamurun içinden büyüdüğü ve gökyüzüne, ışığa doğru büyümeye devam ettiği biliniyor. Bu eylem aydınlanmanın ideallerini temsil eder ve dolayısıyla onun ilahi olanla bağlantısını güçlendirir. Efsaneye göre Buda doğduğunda hemen yürüyebiliyordu ve attığı her adımda tabanının yerden ayrıldığı yerde bir lotus çiçeği büyüyordu.
Zümrüt Buda tapınağından çıkarken, tapınağın hemen karşısındaki geçidin her iki yanında bulunan iki devasa muhafıza bir bakın; bunlar Yakşalar . Yakshalar doğa ruhlarıdır; genellikle yardımseverdirler, ancak bazen yaramaz veya kötü niyetlidirler. Suyla, doğurganlıkla, ağaçlarla ve vahşi doğayla bağlantılıdırlar. Bu Yakshalar Wat Phra Kaew'in kapılarını korur ve Zümrüt Buda'yı kötü ruhlardan korur. Tüm vücutlarını kaplayan neredeyse inanılmaz miktarda ayrıntıyla olağanüstü bir şekilde oyulmuşlar. Büyük yüzleri, şişkin gözleri ve çıkıntılı dişleri ile tehditkardır.
Uzakta, dış duvarların üzerinde duran muhafızların arkasında bu büyük Phra Atsada Maha Chedis var . Tapınağın doğu duvarlarında sekiz adet Prang veya kule bulunmaktadır . Kral I. Rama'nın hükümdarlığı sırasında yapıldılar. Bir prang , saygı duyulmaya değer bir anıttır ve her biri ayrı bir Budist ilkesine adanmıştır. Farklı konseptler farklı renklerle ayırt edilir. Mavi pranglar Dharma'ya (Budist kutsal yazıları) adanmıştır , pembe ise Bhikkhus'lara (erkek Budist rahipler) atanmıştır . Yeşil, Bhikkhunīleri ( kadın Budist rahipleri) simgelemektedir. Mor, Pratyekabuddha'ya (Aydınlanmaya ulaşmış ancak vaaz vermeyenlere) adanmıştır . Soluk mavi Chakravarti'yi ( evrensel hükümdarları) temsil eder. Kırmızı, Bodhisattva'lara (geçmiş yaşamlarında yaşadığı şekliyle Buda) uygulanır . Son olarak sarı, Maitreya'ya (Buda'nın gelecekteki yaşamları) adanmıştır .
Mermer merdivenin tepesinde, son kattaki binayı koruyan bir dizi altın Kinnaree bulacaksınız . Kinnaree'ler yarı kadın, yarı at ve yarı kuş olan göksel müzisyenlerdir. Bu sevilen yaratıkların, sıkıntı veya tehlike zamanlarında insanların refahını koruduklarına inanılıyor.
Phra Thinang Dusit Maha Prasat Kulenin , Tay kültüründe evrenin mitolojik merkezi olduğu düşünülen yüksek Meru Dağı'na benzemesi amaçlanmıştı . Kulenin tasarımında muazzam miktarda sembolizm var. En alt seviye cenneti temsil eden yedi katmandan oluşur. Orta bölüm, daha önce Buda'nın küllerinin gömüldüğü stupalarda olduğu gibi çan şeklindedir. Üst kısım, ölümlüler diyarından kaçmayı ve bir kez daha yeniden doğmayı simgeleyen, konik bir lotus tomurcuğu gibi görünecek şekilde tasarlandı.
Bahçesinde Angkor Wat'ın minyatür heykelini göreceksiniz .
NÜFUS = 16 Milyon . Resmi din Budizm dininin Theravada koludur.
BASKENT = PHNOM PENH
KRAL = NORODOM SİHAMONİ
PARA BİRİMİ = RİEL (KHR)
DİL = KMERCE
Kamboçya coğrafyasında bilinen ilk yerleşimler M.Ö. 2 binli
yıllara aittir ve buradaki ilk devlet M.S. 3-6. yüzyıllar arasında varlığını
sürdüren Funan Devleti’dir. Kamboçya tarihi altın devirlerini 9-15. yüzyıllar
arasında Angkor (Kimer) İmparatorluğu zamanında yaşamıştır. Yalnızca bugünkü
Kamboçya’yı değil tüm çevre bölgeleri hakimiyeti altına alan Angkor
İmparatorluğu zamanında önemli bir medeniyet tecrübesi ortaya konmuş olup,
bugün döneme ilişkin arkeolojik kazılarda elde edilen bulgular, yüksek nüfusu,
görkemi bina ve tapınakları, geniş yolları ve toplumsal hayata ilişkin
düzenlemeleriyle, başkent Angkor’un o dönemde dünyanın en önemli merkezlerinden
biri haline geldiğini ortaya koymaktadır.
Angkor İmparatorluğu’nun 1432 yılında tarih sahnesinden
çekilmesinin ardından bölgede siyasî açıdan istikrarsız bir döneme girilmiştir.
16. yüzyıldan itibaren Portekiz bölgeye ilgi duymuşsa da kalıcı bir başarı
yakalayamamıştır. Bu yüzyıllarda Kamboçya’da yerel güce sahip yönetimler
kurulmuş, Vietnam ve Siyamlıların bölge üzerinde hakimiyet mücadelesi söz
konusu olmuştur.
1863 yılında Fransız idaresine giren Kamboçya’da yaklaşık bir asır süren sömürge dönemi, İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaşanan Japonya işgali dışında 1953 yılına kadar devam etmiştir. Fransız Hindiçini adı altındaki geniş sömürge topraklarının bir parçası olan Kamboçya’da, 9 Kasım 1953 tarihinde bağımsızlık ilan edilerek Kamboçya Krallığı kurulmuştur. 1970 yılında gerçekleştirilen darbenin ardından ülkede 1972 yılında Kmer Cumhuriyeti kurulmuş, ancak Pol Pot liderliğindeki Kızıl Kmerler ile girişilen iç savaş neticesinde Kızıl Kmerler iktidarı ele geçirmiştir. 1976 yılında ülkenin adı bu kez “Demokratik Kampuçya” olarak değiştirilmiş ve 1975-1979 yılları arasında Pol Pot liderliğinde ülkede komünist yönetim hakim olmuştur. Bu dönemde halk acımasız yöntemlerle rejime tabi olmaya zorlanmış, yalnızca birkaç yıl içinde yaklaşık 2 milyon insan katledilmiştir.
POL POT VE KAMBOÇYA SOYKIRIMI ;
Bağımsızlık sonrası huzurlu 15 sene geçiren Kamboçyalılar bu sefer Vietnam savaşıyla alt üst oldular. ABD , Vietnam da bombalayacak yer kalmayınca ve savaşı hala yenemeyince bu sefer Kamboçya topraklarını bombalamaya başladılar. Ülke ekonomisi pirinç tarlalarına bağlı olan Kamboçya tarım arazilerini bombalamalar sonucu kaybedince ülke yoksulluğa sürüklendi. Halk şikayetlere başlayınca ABD yaptığı en iyi şeyi yaptı. Karışıklıktan faydalanıp ABD arkasına alan ordu darbe yaptı ama karşılarına Kmerliler çıktı.
Pol Pot Fransada eğitim aldığı sırada Komünizme ilgi duymaya başlamıştı. Ülkesine geri döndüğünde Komünizm partisinin başına geçmiş sonra arkadaşlarıyla birlikte Çin'e geçip Mao devrimi olan kırsala dayalı toplum ütopyasından fazlasıyla etkilendiler. Ülkesine geri dönüp 1960 yılında Komünist partinin silahlı kolu olan 'Kızıl Kmerler'i kurdu. Yönetime el koymak için 10 yıl boyunca ormandaki karargahlarda eğitim aldılar. Amerika önderliğinde darbe ile ülke yönetimi değişince Kmerliler bu yönetimi tanımadı ve iç savaş başlattılar. 1975 yılında Kmerliler bu savaşı kazanıp ülke yönetiminin başına geçtiler. Kamboçyanın en karanlık yılları işte şimdi başladı. Pol Pot'a göre herkes zenginliği paylaşmalıydı ona göre dış dünyadan izole kendi kendine tarımı ile yeterli bir ülke olmalıydı. Pol Pot teknoloji ve dine karşıydı ona göre bunlar modern dünyanın yozlaşmasına sebep oluyordu. Şehirleri boşaltarak insanları göçe zorladı. Şehir yaşamını tamamen yok soyarak yaşlı , genç farketmez yüzlerce insanı pirinç tarlalarında çalışmaya zorladı. Pol Pot'a göre çiftçi olmayan herkes modern toplumun yozlaşmış insanıydı. Merkez Bankası ve tüm bankalar kapatıldı para yürürlükten kaldırıldı. Özel mülkiyete savaş açıldı. Parası olan ve eğitimli herkese düşmandı. Devlet kurumlarında çalışan kim varsa kısaca eli kalem tutan okuma yazması olan herkes ağır işkencelerden geçirildi katledildi. Okullar kapatıldı , öğretmenleri toplayıp kurşundan geçirdi. En meşhur işkence yöntemi ise sırtında derin bir yara açıp tuz basmaktı. Öldürdüğü kişilerin bile bebeklerine acımadı. Sırf ilerde büyüyüp intikam almasınlar diye vahşilikte sınır tanımayarak sırf kurşun israfı olmasın diye bebeklerin kafalarını mermerlere vurarak parçalayıp öldürdüler. Gözlük ve saati olanlar Pol Pot'a göre kapitalist sistemin köleleriydi, onları da öldürdü. Yabancı dil bilmek bile ölüm sebebiydi. Ama kendi heyetindekiler ve kendisi dahil yurtdışında eğitim almış entellektüel kişilerden oluşuyordu. Pol Pot'un belirlediği yerler dışında ülkedeki çoğu yere mayın döşendi. 4- 6 milyon arası mayın olduğu düşünüyordu. İhtiyaç duyduğu asker gücünü ailelerden koparılmış beyni yıkanmış ölüm makinesi haline gelmiş 12 yaşında çocuklardan oluşuyordu. Vietnamla girdikleri savaş nihayet sonları oldu. Geride sadece milyonlarca ceset , yok olmuş hayatlar , masum insanların kanına bulanmış ülke kaldı. 3 yılda ülkenin 4/1 katledilmişti. Cezası sadece ev hapsi oldu hesabı diğer dünyaya kaldı.
25 Aralık 1978 tarihinde başlayan Vietnam işgali Kızıl Kmerler’in hakimiyetine son verirken, ülkenin adı bu kez “Kamboçya Halk Cumhuriyeti” olarak değiştirilmiştir. On yılı aşkın bir süre devam eden işgalin ardından 1989 yılında Vietnam ülkeden çekilirken, 1991 yılında imzalanan Paris Barış Antlaşması ile BM kontrolünde geçici bir yönetim kurulmuştur. 1993 yılında ise ülke meşruti monarşi ile yönetilmeye başlanmış ve yeniden “Kamboçya Krallığı” adını almıştır.
14. yüzyılda İslamiyet Çamlar (Cham) arasında yaygınlık kazanmış ve geniş halk kitleleri tarafından kabul görmüştür. Özellikle 17. yüzyılın ilk yarısında devlet başkanı Prens ChoPonheaCand’ın Müslüman olarak İbrahim adını alması, bölge Müslümanları açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur. Kamboçya Müslümanları tarihsel süreç içerisinde genellikle Malay dünyası ile siyasî, kültürel ve ilmî bağlar kurmuş, baskı ve savaş dönemlerinde bölge Müslümanları buralara göç etmiş, dinî eğitim alanında da genelikle Malay dünyasındaki eğitim kurumları ve medreseler Kamboçya Müslümanları için önemli rol oynamıştır.
19. yüzyılın ortalarından itibaren bir asır devam eden
Fransız sömürgesi, tüm Kamboçya için olduğu gibi Müslümanlar açısından da
zorluklarla dolu bir dönem olarak kayıtlara geçmiştir. 2 milyona yakın insanın
katledildiği 1976-79 yılları arasındaki komünist rejim döneminde hayatını
kaybedenlerden yaklaşık 200 bininin Müslüman olduğu tahmin edilmektedir. Bu
süreçte yüzlerce cami, mescit ve Kuran kursu kapatılmış, Müslüman unsurların
kullandığı Çamca, Malayca ve Arapça yasaklanmış, Müslümanlar hayatının her
alanında baskı ve zulüm görmüştür.
GEZİ PLANI ;
- Ülkeye girerken bu formu dolduruyoruz ve ülkeden çıkıncaya kadar kaybetmiyoruz.
- Kapıda vize ile giriş yapılıyor.
- GRAB uygulaması ile taksi kullanabilirsin.
- Havaalanından merkeze Tourıst Service Centre dan otobüs bileti alıp merkeze gidebilirsin.
- Airport Shuttle Express ile havaalanına gidebilirsin.
- Angkor Wat’ta 20 dolara tüm gün gezdirebileceğini söyledi. Kim ile pazarlık ile 15 dolara anlaştık.
- Phnom Bakheng Tapınağı, Anghor Wat şehrinde güneş batışının en güzel izlendiği tapınak imiş.
- Siem Reap’a en yakın Chong Khneas Yüzen Köyü de göl üzerindeki üzerindeki evleri, okulları, dükkanları ile turistler tarafından ilgi gören yerler arasındadır.
- Siem Reap’ta yapılacak şeylerden birisi Kamboçya’ya özgü Apsara Dansı izlemek.
- Başkente yolculuk küçük minibüslerle daha rahat.
- Kamboçya’nın ünlü yemeğini Kmer yemeği Amok.
- Kötü döviz kurlarından korunmak için sınıra 30 ABD doları getirin.Otobüs şirketine ödeme yapmayın! İşlem oldukça basit ve bağımsız olarak yapılması daha hızlıydı.Polise 100 baht rüşvet vermek zorunda değilsiniz ama rahatsız edici bir kavgaya girmeniz gerekebilir. Mümkünse pasaport fotoğrafınızı getirin; sınırda çektirmek genellikle daha pahalıdır.
- Kamboçya'nın resmi para birimi Kamboçya Rieli iken, ABD doları daha yaygın olarak kullanılır. Aslında, birçok ATM Kamboçya Rieli bile sağlamaz!
- Tapınak sabah 5'te açılıyor ve özellikle Angkor Wat'ın en iyi fotoğraflarını çekmek istiyorsanız, gün doğumunu garantilemek için erken varmaya değer. Biz sabah 4:40'ta vardık ve kapıda ilk gelenler olduk, büyük bir grubu kıl payı geçtik, bu da engelsiz bir fotoğraf için suyun kenarında ön sıra pozisyonu almamızı sağladı.Ziyaret edeceğiniz bir sonraki tapınak sabah 7:30'a kadar açılmıyor, bu yüzden Angkor Wat'ın tadını çıkarmak veya biraz kahvaltı yapmak için zaman ayırın. Kahvaltı otelinizde dahilse , paket kahvaltı alma seçeneğiniz olabilir, aksi takdirde Angkor'da çok sayıda yiyecek satıcısı vardır.
- Banteay Kdei Tapınağı, Ta Prohm'a benzer bir tarza sahiptir, ancak çok daha küçüktür. Bu tapınağı huzurlu ve sessiz bulduk; Angkor Wat ve Ta Prohm'daki kalabalıktan sonra hoş bir dinlenme yeri.
- Ta Som, 12. yüzyıldan kalma daha küçük bir Budist tapınağıdır . En belirgin özelliği, doğu kapısını saran boğucu incir ağacıdır ve Ta Prohm'daki daha popüler çekime benzer bir fotoğraf fırsatı sunar. Diğer turistler tarafından sıklıkla gözden kaçırılır.
- 17:00'den sonra satın alırsanız, aynı akşam gün batımında Angkor Wat'a girebilirsiniz. Bundan faydalanmanızı şiddetle tavsiye ederim!
- ANGKOR WAT 4.30 - BAYON TAPINAĞI 07.30 - TA PROHM - BANTEAY KDEİ - TA SOM 17.30
Kmer İmparatorluğu, Güneydoğu Asya'da kurulmuş bir imparatorluk. 802 yılında kurulup, 1431 yılında yıkılmıştır. Şu andaki Laos, Tayland, Vietnam, Myanmar ve Malezya ülkelerinin topraklarında egemenlik kurmuştur.
Ülkede daha çok Hinduizm dini yaşanmıştır. Eski Kmerce dili, resmî dil olarak kullanılmıştır. İmparatorluğun en büyük kralı Jayavarman VII'dir (m. 1181 - MS 1215). Angkor'u alan, diyarı anarşiden kurtaran Chamları kovdu ve ardından Champa'yı (Cham'ın krallığı) işgal etti. İnşaat programının ölçeği emsalsizdi: tapınaklar, anıtlar, otoyollar, yüz hastane ve Angkor'da bir şehir içinde bir şehir olan muhteşem Angkor Thom kompleksi inşa etti. Jayavarman ayrıca imparatorluğun toprak kontrolünü en üst noktasına kadar genişletti. Nüfusunu tahmin etmek çok daha zordur, ancak yaklaşık bir milyonluk bir rakam kabul edilebilir.
Khmerler şenlik seven insanlardı
ve yıl boyunca pek çok kutlama yaptılar. Güreş, at yarışları, horoz dövüşleri,
havai fişekler, müzik ve danslar kültürlerinin ayrılmaz bir parçasıydı. Moğol
seferleri Çin'i sarstığında göç yoğunlaştı ve Moğollar MS 1253'te Yunnan'ı
aldığında, Tay göçü için daha fazla baskı başladı. Sonunda Tay, imparatorluğun
batı tarafında en önemlileri olan kendi küçük krallıklarını yarattı. Bu
krallıklar güçlendikçe imparatorluk topraklarına saldırmaya ve ilhak etmeye
başladılar. İmparatorluğun bu zamana kadar ekonomisi, Khmer çekirdek bölgesinin
bağımlı olduğu devasa su işlerinin artmasıyla da bozulmuş olabilir. Tay
krallığı Ayutthaya, Khmer imparatorluğunun sonunu oluşturan MS 1431'de Angkor'u
aldı.
Sanayi Devrimi'ne kadar dünyanın en büyük şehri idi. İnanılmaz bir iş gücü ile yapılmış devasa bir şehir. 10 milyon taş kullanılmış. Giza piramidinde bile 2.5 milyon taş kullanıldığını düşünün. Kral ölmeden önce 32 sene içinde bitirmeyi başarmışlar. Tapınağın inşasında kullanılan taşlar kumtaşı. 40 km öteden oluklara çubuk geçirerek taşındığı düşünülüyor. Birbirine sürtüp zımparalama ile birbirine uygun hale getirmişler. Rampalama sistemi ile yukarılara kadar taşımışlar.
Tapınakların girişinde gördüğümüz kadınlar Apsaralar. Apsara cennet perileri demek. Apsaralar genellikle tanrı ve yarı tanrılara hizmet etmek, eğlendirmek ve memnun etmek için göksel alemlerden inmiş varlıklardır. Dünya ve göksel alemler arasında köprü görevi görmek gibi ruhani görevleri de bulunmaktadır. 2000 yakın Apsara figürü hiçbiri birbirine benzemiyor ve 37 farklı saç stili kullanılmış. Hinduizm ihtiyaç duyuldukça yeni tanrıların eklendiği bir din . Burası da sanki genişlemeye müsait çok geniş bir alana yayılmış tapınaklardan oluşuyor. Dünyanın korunabilmiş en büyük tapınağı konumunda. Kuleleri sağlamlığını sağlamak için merdiven formunda yapılar inşa etmişler. ilk önce taşlar konulup sonra ince işlemeler yapılmış. Duvardaki galerilerde bir çok betimlemeler mevcut.
- Kurukshetra Muharebesi – Batı Galerisi Güney Kanadı – Hindu destanı Mahabharata'dan geliyor.Hintler atalarına "Bharata" derler. Mahabharata "Büyük Bharata" savaşını anlatır. Kurular soldan, Pandular ise sağdan ilerliyor ve her ikisi de karşılıklı yıkımlarına doğru gidiyor. Mahabharata bize iki akraba aile olan Pandular ile Kuruların savaşını anlatır. Öyle bir savaştır ki bu savaş o dönemde hâkim olan bütün güçlerin, beylerin bir taraf seçmesi gerekmektedir. Kimi Pandulardan taraf olur kimisi Kurulardan taraf olur. Tarihsel kaynaklara bakıldığında bu savaşın, ya M.Ö 3200’lerde Hindistan Kuru Meydan’ında yapılan Kurukşetra Savaşı olabileceği yada M.Ö 2000’lerde Avrupa’dan gelen Aryanlar ile Hint yerlisi halkı olan Dravidler arasında yaşanan savaş olabileceği tahmin edilmektedir.
- Bhishma'nın ölümü ;Destana göre Bişma, savaştan sonra bedeni oklarla parçalanmış olarak bir yatakta 56 gün yatmıştır
- *Suryavarman II'nin tarihi alayı – Güney Galerisi'nin Batı Kanadı – burada Angkor Wat'ın kurucusu Kral Suryavarman II yi görebiliyoruz. Üzerinde ki değerli mücevher görebiliyoruz ayak bileğinde , bileklerinde , belinde , boynunda .Yanında danışanları, bakanlar , yelpaze taşıyıcılar o güne ışık tutan tarihi bir alay. Şemşiye sayısı o günde komutanın rütbesini belirlerdi. 15 tane şemşiye bize kralın başkomutan konumunda olduğunu gösteriyor. Bir filin üzerinde heybetli şekilde gösterilir. Önünde ise fil bakıcısı mahut var .
- Sunyavarman halkını tahtın tek varisi olduğunu kanıtlamak için bu tapınağı yaptırmış hatta tanrı gibi görülmek istenmiş.
- *Hinduizm'in 32 cehennemi ve 37 cenneti – Güney Galerisi'nin Doğu Kanadı –
- Üst taraf Karmaya göre ödüllendirilenleri , alt taraf cezalandırılanları gösterir. Hindu inancına göre cennet ve cehennem inancı yoktur. Cezalı olanlar cezasını çekip tekrar dirileceklerdir ama her zaman insan olarak değil.
- *Samudra Manthan – Doğu Galerisi Güney Kanadı – Hindu mitolojisinin klasiği, solda 92 asura ve sağda 88 deva ortada Vishuyu görürüz. Devalar (yarı tanrılar ) ve asuralar (şeytanlar) ölümsüzlük iksirine ulaşmak için süt okyanusu sallamaya çalışırlar bunu Vasuki dedikleri yılan ile Mandura dağını sarıp sallayacaklardır. Asuralar baş tarafta , devalar kuyruk taraftadır. 1000 yıl bir çalkalama işlemi sürer. Mandura dağındaki çalkantıyı kontrol eden Vishuyu görürüz.
- Vişnu'nun Asuralara Karşı Zaferi – Doğu Galerisi Kuzey Kanadı – Asuralar bir taraftan hareket ediyor, Vişnu bir garuda (efsanevi kuş) üzerinde ve ordusu da arkasında.
- Krishna'nın Bana'ya Karşı Zaferi – Kuzey Galerisi Doğu Kanadı – Krishna, sekiz kollu bir garuda üzerinde tasvir edilmiştir ve Bana'yı yendikten sonra, başka bir sahnede, tanrılar panteonunun isteği üzerine hayatını bağışlamayı düşünür.
- Devalar ve Asuralar Savaşı (veya Tanrılar Savaşı) – Kuzey Galerisi Batı Kanadı – burada yoğun bir sahnede, 21 tanrının tamamı kaydedilmiştir ve Asuralarla savaşmaktadır. Tanrıların kendine has araçları vardır. Vishnu kartal benzeri efsanevi kuş Garudaya biner . Cennetin ve tanrıların kralı Indra , Airavata adlı file biner. Deniz tanrısı Varuna , çok başlı efsanevi Makara adlı yaratığa biner.
- Lanka Muharebesi – Batı Galerisi Kuzey Kanadı – Ramayana'dan Rama'nın Ravana'yı yendiği ünlü sahneyi gösterir. Ravana on başlı 20 kollu şeytan . Lanka dedikleri yer Sri lanka. Rama ve maymun ordusu Ravanayı yener.
Angkor Vat, Hinduizm'de Tanrıların yaşadığı yer olduğuna inanılan Meru Dağı'nı simgeleyen dağ biçimli kubbeleri ve galerili (balkon) avlusuyla Kmer mimarisinin iki ana ögesini taşır: Bir piramit ve eş merkezli galeriler. Tapınak batıya bakarak inşa edilmiş. Antik Mısır da olduğu gibi ölümü temsil eden batı , bu tapınakta da bu yapıyı inşa eden kralın yattığı düşünülüyor. Ekinoks döneminde 2 kere ışık vuran odanın cenaze odası olduğu düşünülüyor. Her tapınağın bir hendeği var. Hindu inancına göre kosmik okyanusu simgeliyor. Maddi dünya ile manevi dünyayı ayıran bir simge.
TA PROHM
Günümüzde Ta Prohm ("ata Brahma") olarak bilinen Rajavihara ("kralın manastırı") adına kurulan ilk tapınaklardan biriydi. Buhara'nın ismi Vihura adlı budist tapınağından gelir.
13. yüzyılda Kral VII. Jayavaman’ın annesine yaptırdığı bu tapınağı sarmalayan dev kökler büyüleyici ve dünyada bir eşi daha olmayan görüntüleri gözler önüne seriyor. Komşu ülkelerden gelen saldırılarla birlikte zamanla tapınak terk edilince, doğa hızla yenilenip tapınağı yutmuş. Restorasyon çalışmalarında birçok bitki ve ağaç temizlenmiş olsa da bu ağaçların kökleri tüm tapınağı sardığından temizlenmesi mümkün olmamıştır. Angelina Jolie’nin, Tomb Raider filmlerinde bu tapınak film seti olarak kullanılınca çok bilinen bir tapınak olmuş hatta Tomb Raider Tapınağı olarak da geçiyor. 1186 yılında yapıldığında bu tapınak bölgesinde 10.000 kişinin yaşadığı düşünülüyor. Tapınağın dikilitaşı , sitenin 12.500'den fazla kişiye (18 baş rahip ve 615 dansçı dahil) ev sahipliği yaptığını ve çevre köylerde hizmet ve malzeme sağlamak için çalışan 80.000 ek sakinin olduğunu kaydeder. Dikilitaş ayrıca tapınağın altın, inciler ve ipekler de dahil olmak üzere önemli zenginlikler topladığını belirtir. Ta Prohm da ilginç birde dinazora benzer bir kabartma vardır.
BAYON TAPINAĞI
Bayon Tapınağının Güney Girişinde Samudra Manthan destanı canlandırılmıştır. 54 tane Asura şeytanlar asık suratlarıyla bir yanda , 54 tane Devalar gülümseyen yüzleriyle bir yanda ölümsüzlük iksirine ulaşmak için süt okyanusu sallamaya çalışırlar bunu Vasuki dedikleri yılan ile Mandura dağını sarıp sallayacaklardır.
Bayon Tapınağı, 12. yüzyılın sonlarına doğru Khmer İmparatorluğu'nun hükümdarı VII. Jayavarman tarafından inşa ettirilmiştir. Tapınak, Angkor Thom antik şehrinin merkezinde stratejik bir konumda yer alır. Tapınağın konumu, Khmer İmparatoru VII. Jayavarman’ın hükümet merkezi olarak Angkor Thom'u nasıl tasarladığını yansıtır. Bayon Tapınağı’nın içinde yer aldığı Angkor Thom antik şehrinin etrafı yüksek surlarla örülüdür. Bu surlar şehri dış etkenlerden korumak amacıyla inşa edilmiştir.
Vietnamlı Chamlar ve Angkorlar arasındaki deniz savaşı ve yağlama sahneleri görebilirsiniz.
Budistler turuncu giyerler çünkü alevin sembolüdür. Alev ise gerçekliği simgeler. Sık sık gereçkliği hatırlanması gerektiği düşünüyorlar. Budistliğin geçişini simgeleyen bir tapınak ama eski hindu tanrılarına da tapınmaya devam etmişler.
Üçüncü bölümde bulunan dış alçak kabartma galerileri çoğunlukla tarihi olayları, savaşları ve Kral Jayavarman VII döneminde gerçekleşen olayları tasvir eder. Arkeologlar burada gösterilen sahnelerden Angkor tarihi hakkında zengin bilgiler elde ettiler. Dış galerilerin birkaç bölümünde oymalar tamamlanmadan bırakılmıştır. Birçok kabartma arasında şunlar yer almaktadır:
- Çinli bir tüccarın dükkân evi, tüccar diğer Çinlilerle bir iş toplantısında görülüyor
- Cham ordusuyla savaşmak üzere savaş alanına giden bir Khmer ordusu alayı. Birkaç sahne: At üstündeki Kral, filler üzerindeki generaller, kutsal alev sandığı, palankinlerdeki prensesler, müzisyenler, yaya veya at sırtındaki askerler, yerde ölü yatan askerler, dövüş sahneleri, filler üzerindeki Cham piyadeleri ve geri çekilen Cham generalleri
- O dönemde kullanılan çeşitli silahları gösteren savaş sahneleri: iki adam tarafından kullanılan büyük yaylarla donatılmış filler, tekerlekli bir mancınık
- Saray sahneleri: Sarayında Kraliçe, prensesler, hizmetkarlar ve satranç oynayan adamlarla birlikte Kral
- Günlük yaşam sahneleri: Dükkanlar, yiyecek tezgahlarının bulunduğu pazarlar, ağlarıyla balıkçılar, hayvanlara oklarını doğrultan avcılar, yemek pişiren kadınlar
- Büyük gölde ( Tonle Sap ) Cham'ların Khmer'ler tarafından yenildiği bir deniz savaşı: savaş gemileri, yay ve kalkanlarla silahlanmış adamlar, Cham askerleri denize atılır ve timsahlar tarafından yenir
İkinci bölmedeki iç alçak kabartma galerileri çoğunlukla dini ve mitolojik sahneleri tasvir eder. Birçok kabartma arasında şunlar bulunur:
- Kral, Kraliçe, prensesler, müzisyenler ve dansçıların yer aldığı bir Saray sahnesi
- Bir tapınaktaki rahipler
- Filler üzerinde ordu komutanları, piyade askerleri, fil üzerinde Kral, müzisyenler ve palankinde taşınan prenseslerden oluşan bir Kraliyet alayı
- Cüzzamlı Kral'ın hikayesini anlatan birkaç sahne: Kral sarayında taç giyer, Kral bir yılanla savaşırken cüzzam hastalığına yakalanır, Kral ısırıklarla ellerini gösterir, Kral hizmetçilere emir verir, Kral kadınlarla çevrili yatakta hasta yatar
- Ravana Kailash dağını sallıyor
- Tapınağa giden kraliyet alayı. 10'dan fazla sahne: Saraydaki bir kral, kralın bir savaş arabasıyla saraydan ayrılması, tapınağa giden alay, kraliyet yayını ve oklarını taşıyan bir fil, kralın Shiva'ya dua etmesi, bir tapınağın resimleri, tanrılara adaklar
- Samudra Manthan Birkaç sahne: Brahmanların, Asuraların ve Devaların buluşması, yılan Vasuki'yi çekmesi ve itmesi, okyanus ve çalkalama çubuğu, ölümsüzlük iksirini tutan bir kap
- Vishnu ve Garuda bir savaş sahnesinde
- Hindu Tanrıları Şiva, Vişnu ve Brahma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder