MISIR GEZİ REHBERİ (ÖN HAZIRLIK)
MISIR
NÜFUS = 109 MİLYON
BASKENT = KAHİRE
BAŞKANI = ADÜLFETTAH ES-SİSİ
PARA BİRİMİ = PAUND VEYA LİRA (EGP)
TARİHİ
Milattan önce firavunlar tarafından yönetilen bölge,sırasıyla Roma ve Bizans İmparatorluklarının hakimiyetine geçti. Bölge, 7. yüzyılın başlarında bir ara Sasani imparatorluğu tarafından ele geçirildiyse de, tekrar Bizanslıların yönetimine geçti. 642 yılında, Halife Ömer dönemindeki Müslüman Arap ordusunun bölgeyi Bizanslıların elinden almalarıyla birlikte Mısır, İslam ile tanışmış oldu. Ardından bu bölgeye Tolunoğlları, Abbasiler, Ihşidiler, Fatimiler, Eyyubiler, Memlüklüler ve Osmanlılar gibi birçok Müslüman devlet hakim oldu. Bölge, Osmanlı İmparatoruğu'nun bir vilayeti olmuştur. 1922'de Birleşik Krallık'tan bağımsızlığını kazanmış ve 1953'te ülkede Cumhuriye ilan edilmiştir. En son 2011 Mısır Devrimi ile 32 sene boyunca Mısır'ı yöneten Hüsnü Mübarek gitmiş ve ülke, demokrasiye geçiş sürecine başlamıştır. Bu süreç, 3 Temmuz 2013 tarihinde, seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin bir darbe ile görevden alınmasıyla kesintiye uğramıştır.
- Antik Mısır Uygarlığı
- Hanedanlar Öncesi Dönem (M.Ö. 3150'den önce)
- Firavunlar Dönemi
- Erken Hanedan Dönemi (M.Ö. 3032 - M.Ö. 2707)
- Eski Krallık (M.Ö. 2707 - M.Ö. 2216)
- Birinci ara dönem (M.Ö. 2216 - M.Ö. 2025)
- Orta Krallık(M.Ö. 2010 - M.Ö. 1793)
- İkinci ara dönem (M.Ö. 1648 - M.Ö. 1550)
- Yeni Krallık (M.Ö. 1531 - M.Ö. 1075)
- Üçüncü ara dönem (M.Ö. 1075 - M.Ö. 652)
- Geç Dönem (M.Ö. 652 - M.Ö. 332)
Antik Mısır uygarlığının başarısı, kısmen Nil Vadisi'nin koşullarına uyum sağlamakta gösterdiği beceriden gelmektedir. Taşkınların öngörülmesi ve verimli vadinin kontrollü sulanması, toplumsal ve kültürel gelişmeyi besleyen ürün fazlasının üretilmesini sağlamıştır. Ürün fazlasının kullanılmasıyla siyasi otorite, Nil vadisi ve civarındaki çöl arazisindeki madenleri işletmek, özgün bir yazı sistemini erken evrelerde geliştirmek, karmaşık inşaat ve tarım projelerini hayata geçirmek, dış dünya ile ticareti geliştirmek ve yabancı istilacıları uzak tutmaya ve Mısır üstünlüğünü kabul ettirmeye yönelik bir askeri yapılanışı sağlamak için gerekli kaynakları sağlamıştır.
Taş ocaklarının işletilmesi, anıtsal piramit ve tapınakların, dikilitaşarın yapımına olanak sağlayan ölçümleme ve inşaat teknikleri, taşkın sonrası kaybolan arazi sınırlarının tespitinde harita ve kadastro bilgisi, pratik ve etkili bir tıp bilgisi, sulama ve tarım teknikleri, bilinen ilk geminin yapımı, Mısır fayans ve cam tekniği, yeni yazın biçimleri ve bilinen en eski barış antlaşması gibi.
Hanedanlar Öncesi Dönemi ; Naqada Kültürü, artan gücünü ve seçkin bir sınıfın zenginliğini yansıtan birçok eşya üretmiştir. Bunlar arasında, boyanmış çömlekler, yüksek kalitede dekoratif taş vazolar, kozmetik paletler, altın Lapis lazuli(lacivert taş ) ve fildişi'nden yapılma mücevher sayılabilir.
Mısırlılar Lapis Lazuli taşı ithal etkenin maliyetli olduğunu anlayıp tarihin ilk Sentetik Boyası olan Mısır Mavisini keşfetmişlerdir.Mavi Mısırlılar için Nil demekti gökyüzü demekti çoğu eserlerinde bu maviyi görmek mümkün 💙
Ayrıca çok sonraları Mısır'ın Roma hakimiyeti döneminde yaygın olarak kullanılan çeşitli işlemeli içecek kapları, muskalar ve küçük heykelciklerin üretiminde kullanılacak olan seramik sırı olarak bilinen fayansı geliştirdiler.Hanedanlık öncesi dönemin son evresinde Naqada Kültürü, yazıyı kullanmaya başladı ki, bu yazı sistemi sonunda eski Mısır dilini yazmak için gelişkin bir Hiyeroglif sistemi halinde geliştirildi.
Çömlek üzerindeki bezeme, Naqada II üslubunun tipik bir örneğidir. Üst dekorasyon, birçok kürekli büyük bir teknedir. Teknenin altındaki kuşlar muhtemelen flamingolardır suda yürüyen kuşlardır. Bu süslemeler, Nil Nehri'nin Naqada II kültürü için önemini göstermektedir.
Hanedanlar Dönemi ; Maneto, kendi resmi tarihini Menes adlı kralla başlatmayı seçti. Daha sora onun, MÖ 3.200 dolaylarında,Aşağı Mısır ve Yukarı Mısır krallıklarını birleştiren kral olduğuna inandı.Ancak bugün için bazı bilim insanları, efsanevi Menes'in, Narmer Paleti'nde aşağı ve yukarı Mısır'ın birleşmesini simgeleyen bir törende kraliyet takılarıyla resmedilen firavun Narmer olabileceğine inanmaktadır
Kral sağ elinde düşmanı ezmek için kullandığı bir asa tutmaktadır. Kralın önünde, burnuna bir ip bağlanan düşmanı kontrol etmek için şahin olarak tanrı Horus figürü sunulur. Düşman kafası yatay bir çubuk üzerine yansıtılır. Düşmanın başının arkasında, şahinin ayağını destekleyen altı papirüs biçimli sap yükselir. Her bir papirüs parçasının üzerine Hiyeroglif biçiminde 1000 sayısı işlenmiştir. Bu, tanrı Horus'un kralın düşmanlarını kontrol ettiğinin ve ona 6000 esir verdiğinin bir göstergesidir. Kral, bir elinde vazo, diğer elinde kralın sandaletleri tutan bir sandalet taşıyıcısını takip eder.Arka tarafında sağ üstte düşmanların başları kesilmiş cinsel organları kesilmiş ve başlarının üzerine konulmuş tasviri vardır. Amaç bir propanga ile düzeni sağlamaktı.
Bastet (Kedi tanrı ) Koruyucu tanrıça olarak firavunun savunucusu ve koruyucusu olarak görülürdü. Bastet gebelik ve doğumganlık Tanrıçası sonuçları yanı sıra evleri kötü ruhlardan ve ölümlerden korurdu. Persler Mısır ordusunun önüne yürüdü ve onlara kedi fırlattı. Mısırlılar, ilerleyen Pers kuvvetlerine ok veya mızrak atamıyor çünkü kedileri incitmekten korkuyorlardı.Bu olay psikolojik savaşın ilk belgelenmiş örneklerinden biridir.
Mut'un kültünün doruk noktasında, Mısır hükümdarları, Mut'la bir ilişki kurarak kendi otoritelerini ve yönetme haklarını vurgulamak için onu ibadetlerinde kullanmışlardır.Amun Mut'un eşidir
Mısır 3 döneme ayrılır Eski-Orta-Yeni ; Eski Krallık Horus/Seth Yukarı - Aşağı Mısır temsili , Orta Krallık Ra'ya tapar ve Ra'nın oğlu diye adlandırılır,Yeni Krallık Amon-Ra tanrısı Akbaba/Kobra Yukarı - Aşağı Mısır temsil eder .
Yukarı Mısır'ın tanrısı ibiş başlı Seth (krallar beyaz taç giyer uzun koni şeklinde ), Aşağı Mısır'ın tanrısı Horosdur(krallar kırmızı taç giyer arkası uzun sivri)
Eski Krallık Dönemi; (3.hanedan - 6.hanedan)
Dönemin en ünlü kralı 3.Hanedan’ın 2. Kralı olan Zoser’dir. Başkent Memphis kenti yakınındaki Sakkara’da Mısır’ın ilk piramidi olan Zoser Piramidi'ni inşa ettirmiştir. Bu piramidin mimarı Zoser’in veziri İmhotep’tir. Zoser’den sonraki krallar da piramit yaptırmaya devam etmişlerdir. Bunların en görkemlisi ise 4. Hanedan Kralları zamanında yapılan Keops Piramidi'dir.
Mimarideki, sanattaki ve teknolojideki çarpıcı gelişmeler Eski Krallık döneminde gerçekleşti. İyi gelişmiş merkezi otorite, tarımsal verimlilikteki artışı olanaklı hale getirdi. Tarımsal verimlilikteki artış ise söz konusu gelişmeleri, bir anlamda finanse etti.Vezirin yönetimi altındaki kamu görevlileri, vergileri topladı, ürün verimliliğini arttırıcı sulama projelerini düzenledi, inşaat projelerinde çalışmak üzere işçi topladı ve barışı ve düzeni sürdürmek için bir adalet sistemi oluşturdu.
3.Hanedan
4. Hanedan
- Adına Keops Piramidi yapılan 4. Hanedanlığın 2. Firavunu Khufu ya da bilinen adıyla Keops,çoğu izinin silindiği ve soyguncuların kişisel eşyalarını çaldığı ortaya çıkmaktadır. Daha hükümdarlığının ilk yıllarında o güne kadar yapılmış en büyük piramidi yaptırmak istemiş ve bunun için Mısır'ın her yerindeki tüm insanları vergilerini ödeme amaçlarını gerçekleştirme şartı ile işçi olarak almıştır. Kendi piramidinin yapımı 20 yıl sürmüştür. Babasının aksine zalim ve acımasız olduğu söylenen Khufu piramidinin bitişini görecek kadar yaşamıştır. Döneminde ölen annesinin mumyasının çalınması üzerine korkularından dolayı mimarlar piramidin yapımında büyük zorluklar yaşamış ve iki türlü defin odası fikri ilk defa burada ortaya çıkmıştır.
- Kefren 4.hanedanlık döneminde, başkent Memphis'te 24 ila 26 yıl hüküm sürdüğü düşünülen 6 Eski Krallık firavunundan biridir.Gize Platosu'ndaki en büyük 2. piramit olan Kefren Piramidi'ni, Büyük Gize Sfenksi'ni, ve şu ana kadar Eski Krallık'tan günümüze kalmış olan tek tapınağı yaptırmıştır. Ayrıca Büyük Gize Sfenks'indeki yüzün Kefren'in yüzü olduğu tahmin edilmektedir.
Kral Hor'un Ka heykeli, MÖ 1750 civarında Eski Mısır'ın On Üçüncü Hanedanlığına aittir .Eski Mısırlılar, birkaç tür ruha sahip olduklarına inanıyorlardı. Ka en önemlisiydi ve heykel kralı Ka olarak gösteriyor.
1.Ahmose Mısır'ın altın çağı olarak kabul edilen Yeni krallık döneminin ilk hanedanı olan 18.Hanedanın kurucusudur 10 yaşında tahta geçti. Babası ve Annesi kardeştir. Kendisi de kız kardeşi Ahmose-Nefertari ile evlenmiş ve onu baş hanımı yapmıştır.
Sığır, bal, meyve, kumru, hasır ve keten kumaş da toplandı.
2.Seti Atef tacı ile örtülen Aşağı Mısır tacından oluşan muazzam bir taç giyiyor Seti II, panter başı ve kobra ile süslenmiş bir etek giyiyor
Firavun, “Eğer benden başka bir ilâh edinirsen, andolsun seni zindana atılanlardan ederim.”
Tanrıça Wadjet, kobra yılanı şeklinde tasvir edilmekte ve kralların tacındaki kobrayı sembolize ederek onların koruyuculuğunu yapmaktadır.Bu bakımdan yılanlar, Antik Mısır tanrıları ve kralları için oldukça önemlidir.
Antik Mısır inanışında Apep; kaosu, kötülüğü temsil eden ve kutsal düzen karşısında büyük bir tehdit oluşturan dev yılan ya da ejderhadır.
Apep yılanı; yaşamın, kozmosun ve Güneş’in, yani Ra’nın en büyük düşmanıdır. Antik Mısır yazıtlarında Apep yılanı ile Ra arasındaki mücadele
birçok farklı şekilde anlatılmaktadır.Apep yılanı, Ra’yı korkutan ve onu tehdit eden varlık olmasının yanı sıra,Antik Mısırlılar açısından da korku duyulan bir varlıktır. Mısırlılar, Apep yılanının her şeyi yutup kaosa sürükleyeceğini, doğal olarak hiçbir şeyin var olmayacağını, tanrıların yok olacağını düşünmekte ve büyük bir korkuya
kapılmaktadırlar. Bunun sonucunda bu insanlar, her gün tekrarlanan döngüsel savaşın Ra’nın galibiyetiyle sonuçlanması için birçok ayin icra
etmektedir. Bu ayinler, Apep’i lanetleyerek onun, Ra’ya karşı mağlup olmasını sağlamaktadır. Apep yılanı, nasıl Ra’ya, kozmosa ve krala
karşı gelip onları yutarak yok etmeye çalışıyorsa, Hz. Musa da yılana dönüşen asası ile firavunun sihirbazlarının koruyucu yılana dönüşen asalarını
yutarak, kralın otoritesine ve onun ilahiliğine karşı gelmekte ve dönemin din anlayışını yıkmaktadır.
Hz. Musa’nın mücadeleye girdiği sihirbazlar için asanın yılan olmasının sıradan bir olay olduğu söylenebilir. Burada, sihirbazları en çok etkileyen ve onların Allah’a iman etmelerini sağlayan şey ise Hz. Musa’nın yılanının, normal bir yılan olmadığıdır. Bu durum, Mısırlılar açısından bir kez daha bu yılanın, devasa ve korkutucu bir yılanı karşıladığı ve doğal olarak kaosu temsil eden Apep yılanı olarak algılandığı ihtimalini akla getirmektedir.
Kur’an’da belirtilen ipler, asalar, şenlik (ziynet) günü,
kuşluk vakti ve şehirler gibi ifadelerde de Hz. Musa’nın hadisesinin Apep-Ra düellosuyla hiyeroglif yazımına bakıldığında ḥ sesini veren bir ip düğümünün olduğu görülmekte ve bu ise ipin büyü ve asayla ilişkili olduğunu göstermektedir. Özetle sihirbazların asaları yanında iplerini de atmaları, asa ile ip kullanılarak yapılan büyünün güçlü olduğuna işaret etmektedir.
Araştırmacılar, demirdeki nikel ve kobalt oranlarının hançerin 'bu dünyadan olmadığını' gösterdiğini belirttiler. Göktaşından yapılma hançer Tutankamon tam cesetinin üstünde bulundu.
Tutankamon maskesinde küpe deliği var ilk kez bu maskede görülüyor diğer firavunlarda bundan sonra küpe takmışlar
Osiris (yeşil başlı mumya),yeraltı dünyasının hakimi, ölümsüz yaşam için diriliş tanrısı, Ölüler aleminin hükümranlığı Osiris’in ellerindedir. O, ölüm olayı ile bedenlerini terk edenleri karşılar ve onların ölüm ötesindeki mukadder yaşamlarına başkanlık eder.Leopar kürkü kullanan kişiler Rahib(Haman)lardır . Tüysüz olurlardı tüy kıl haram sayarlardı. Öldükten sonra Rahib onu Osis'e uğurluyor sevdikleri vedalaşıyor.
Onun bedenlerini annesine aktararak onu odasına götürür.Tanrı Amon ile annesi yanyana oturarak tasvir edilir. Daha sonra doğan çocuğu Isıs alıp yaratıcı tanrı Amon'a götürür.Hathor çocuğu emzirirken tasvir edilir.Son sahne ise onu yetişkin bir firavun olarak gösterip çeşitli tanrılar tarafından kutsandığı gösteriliyor
Girişe doğru giderken koç başlı Sfenksler caddesi göreceksiniz.Bu sfenksler koç başlıdır ve tanrı Amun'u simgelemektedir ve ön pençeleri arasında II. Ramesses'in Osiris formundaki küçük bir heykeli bulunmaktadır.
Bu avlunun sol tarafında 3 şapel vardır. Kral Seti 2 tarafından yapılmış ve 'Thebes Üçlüsü ' olarak bilinir.
Sağında ise Ramses 3 tapınağı bulunur.Bu tapınak küçük bir kapı,açık bir avlu ve tapınağa giden Hipostil Salondan oluşur.Ilk avlu kralın Osiris heykelleriyle kaplı; Batı yakası Aşağı Mısır'ın kırmızı tacını, doğu yakası ise Yukarı Mısır'ın beyaz tacını takıyor.
Üçüncü Pilon, III.Amenhotep, Dördüncü Pilon ise I.Tutmosis tarafından yaptırılmış.
Dördüncü Pilon’un önünde; I ve III.Tutmosis’e ait, 28 metre yüksekliğinde 143 ton ağırlığındaki yekpare granit dikili taşlardan sadece biri ayakta kalmış. Yıkılan diğer dikili taşın parçaları ise avluda yatıyor.
Dördüncü Pilon’un arkasından III. Tutmosis’in yaptırdığı 14 sütunlu küçük hipostil hol ve Kraliçe Hatşemsut‘a ait, 29.5 metre yükseklikte 322 ton ağırlığındaki, 2 dikili taştan birisi duruyor. Kraliçe Hatşemsut öldüğünde, III.Tutmosis bu 2 obeliski gizlemek için uzun ve yüksek bir duvar yaptırmış.
Beşinci Pilon, I.Tutmosis, tarafından tekrar inşa edilmiş, girişin her iki tarafı da zamanla zarar görmüş ve III.Tutmosis buraya 2 küçük oda yaptırmış.
Altıncı Pilon ise II.Tutmosis tarafından yaptırılmış. Burada yer alan Ataların Odası adlandırılan ünlü bir salon bulunuyor. Orijinal tapınak III. Tutmosis tarafından yaptırılmış fakat Büyük İskender’in üvey kardeşi Philip Arrhidaeus tarafından yeniden inşa edilmiş. Granitten yapılan tapınak, Amon-Ra’nın kutsal sandalına adanmış. Tapınağın arkasında Orta Krallık zamanından kalma, çok ağır hasar görmüş bir avlu var.
Yedinci Pilon, ve III.Tutmosis tarafından yapılmış ve Cashet Avlusu olarak biliniyor. 1902 yılında Fransız Mısır bilimci Georges Legrain (1865–1917), avlunun etrafında gizlenmiş heykellerden oluşan çok değerli bir koleksiyon keşfetmiş. Şimdi burayı Cashet Avlusu olarak biliyoruz. Thutmose III tarafından yapılan 7. Pilon da çok ağır hasar görmüştür. Yedinci Pilon avlusunun ötesinde II. Ramses ve III.Tutmosis’e ait 2 heykel var.
Yedinci pilon, Thutmose III'ün kırmızı tacı taktığını ve düşmanlarına sopayla vurduğunu gösteriyor. Ayrıca ilk seferleri sırasında fethedilen 119 Filistin kasabasının bir listesi ve hükümdarlığının 33. yılında sekizinci seferinde ele geçirdiği Lübnan ile Fırat arasındaki 240 şehrin ismi daha var.Sekizinci Pilon, Hatşepsut tarafından yapılmış, III.Tutmosis tarafından dekore edilmiş ve Seti I tarafından da restore edilmiştir. Pilon’un önyüzündeki sahnelerde, Hatşepsut farklı tanrılarla resmedilmiş ve dini bir sahne de III.Tutmosis resmedilmiş.
Son olarak Onuncu Pilon, aşırı zarar görmüş durumda. Kral Horemheb tarafından tekrar yapılmış. Bu pilonun önünde, sfenks caddesinin kalıntıları bulunuyor. Burası, Mut Tapınağı’nın önündeki II.Ptolemy’nin geçidine doğru uzanıyor.
Tapınağın sonunda bulunan ilginç bölüm, III.Tutmosis in yaptırdığı büyük festival tapınağı. Botanik ve hayvanat bahçesi olarak bilinen bu bölümde, firavunun Suriye seferinden dönerken getirdiği hayvan bitkilere ait çok güzel kabartmalar islenmiş.
Karnak Tapınağı‘nda yer alan tapınakta yer alan 80 metre uzunluğunda, 40 metre genişliğindeki Kutsal Göl ve Güneş Tanrısının bir sembolü olan bokböceği de görülebilir.
Tapinaktaki havuz tanrıların var olmadan önce karanlık ve suyla kaplı dünyayı yani ezeli düzeni temsil ediyordu. Rahipler ilk gün ışığı ile birlikte vücutlarını burda temizler arınırlardı. OPET odası Osiris doğuşunu anlatılıyor. Diğer duvarlarda Isiris ve Horus çocuklarını anlatıyor
Fırıncıları, aşçıları ve kasapları,bira imalatçılarını ve bir deri işçisini gösteriyor. Buradaki dekorasyon büyük ölçüde tahrip olmuştur.
Yataklar, ibrik, kurna ve vazolar süslenmiştir. Sol duvarda bir leopar derisi, diğer hayvan derileri, kızaklar, kutular ve sepetler, sağ duvarda ise vazolar ve sandalyeler gösterilmektedir. Arka duvar ise fırlatma çubukları, fiyonklar, vazolar ve kalkanlarla süslenmiştir. Odadaki dekorasyonun büyük bir kısmı kaybolmuş, ancak geriye kalanlar canlı renklerini korumuştur.
Yiyecek sunuları taşıyan Heliopolis ve Memphis'i temsil eden Nil tanrı ve tanrıçaları
Horus'un dört oğlu (soldan): Imset, Duamutef, Hapi, Qebehsenuef.
HATŞEPSUT TAPINAĞI
Hatşepsut Tapınağı'nın zemin katında geniş bir avlu bulunmaktadır . İçinden geçerken, Punt diyarına yapılan keşif gezisinden getirilip buraya dikilen egzotik ağaçlarla (tütsü ağacı , tanrıları kutsamak için bu ağaç çok önemliydi) ne kadar muhteşem olduğunu hayal edin.
Güney Sütunlu'ya doğru ilerleyin . Avlunun sol tarafında yer almaktadır.
Burada iki dikilitaşın suyla taşınmasını gösteren sahneyi bulacaksınız. Bunlar Hatşepsut'un Karnak Tapınağı'na diktiği iki dikilitaştır.
Rölyefe yakından baktığınızda ilk iki sıranın büyük gemilerin güvertelerindeki dikilitaşları gösterdiğini görürsünüz. Hemen aşağıda, dikilitaşların Karnak Tapınağı'na gelişini kutlamak amacıyla düzenlenen şenlikler kapsamında birliklerin geçit törenini görebilirsiniz.
Hatshepsut'un en büyük başarısı ticaret yollarını açmak ve genişletmekti. Punt Ülkesine yaptığı keşif, Hatshepsut Tapınağı'nın Punt Sütunları adı verilen bölümünde güzel bir şekilde belgelendi .Punt Ülkesi Somali ülkesinin kıyısı Mısır Tanrılıların burdan geldiği inancı olduğu için İlahi Topraklara buraya seyahat etmiş.
Punt Sütunları, Hatshepsut'un öncülük ettiği keşif gezisi hakkında çok şey ortaya koyuyor. Punt Ülkesine giden gemileri gösterir ve çimenli arazinin sakinlerini tasvir eder.
Ayrıca Punt Ülkesinde bulunan çeşitli ağaç ve hayvanları gösterir.
İlginç bir şekilde, bazı kabartmalarda evlerin su üzerine inşa edildiği ve girişlerine merdivenlerle çıkıldığı görülüyor.
Daha sonra ikinci katın karşı tarafında bulunan Anubis Şapeli'ne gidin .
Burada, Tutmosis III'ün tanrılara adaklar sunduğunu gösteren sahnelerin yer aldığı, güzelce dekore edilmiş bir şapel göreceksiniz.
Son olarak Hatşepsut Tapınağının üçüncü katına çıkın ve Amun Tapınağını ziyaret edin .Amun Tapınağı kesinlikle nefes kesici. Astronomik tavan muhteşem.Tapınakta Horus'a adaklar sunan erkek bir firavun olarak tasvir edilen Hatşepsut'un bir resmi bulunmaktadır